31 Ekim 2014 Cuma

İnstagram:)

Account:CodeMyStyle

Veee sonunda instagram hesabımızla karşınızdayız:)hepinizi sayfamıza bekliyoruz



MUST HAVE PHOTOS ON YOUR WEDDING DAY

Yeni evlenecek olanlar bu yazımızı kaçırmayın,
O özel gün geldi çattı. Hepimiz isteriz ki o özel gün kusursuz ve mükemmel geçsin. Belki de hayatımız boyunca bir kere yaşayacağız çünkü o günü. Ve fotoğraflar da bu güzel günün en büyük şahitleri olurlar. Bu yazımızda da düğününüzde mutlaka çektirmeniz gereken fotoğrafları paylaşacağız. Yetenekli bir fotoğrafçı, bir gelin ve bir damat..Bu anlamlı fotoğraflara sahip olmak için sadece bunlar gerekli.:)
Bakalım neler varmış:)


1) Şüphesiz ki o gün hem en duygusal olan hem de sizinle en çok gurur duyacak olan  insan babanız olacaktır. Babanızla bu anları yaşamak ise sizi hem duygulandıracak hem de size onur verecektir. İşte düğün gününüzde babanızla birlikte sahip olmanız gereken fotoğraflar, aslında burada sizden çok fotoğrafçınıza düşüyor bu görev :)   





2) Ve anneniz.. Sizin için en özel ve güzel duyguları hisseden insandır o.. Sizi beyaz gelinlikle gördüğünde ağlamamak için kendini zorlar, sırf sizi de üzmemek için. Annenizle çekilebileceğiniz düğün günü fotoğrafları ise en özel olanlardır. İşte bir kaç örnek;




3) Ve ilk an fotoğrafları. Damadın sizi gördüğü o ilk an, öncesi ve sonrasıyla en güzel andır bence..





Umarım beğenirsiniz.
Kaynak : Pinterest
~ Melike ~

30 Ekim 2014 Perşembe

Greece / Yunanistan

Veee yeni postumuz Yunanistan:) Bu yaz özellikle Bodrum'a da yakınlığıyla bir çok Türk turistin akınına uğradı Yunan Adaları. Ben de o turistlerden biriydim:) Öncelikle gezmek için yanlış mevsimi seçmiş olduğumu söylemeliyim. Ağustos başında oradaydım ve inanılmaz bir sıcak vardı. Öncelikli amacım gezmek olduğu için sıcak buna bir hayli engel oldu. Tatilimi Bodrum'da başlatarak sonrasında feribotla yunan adalarına geçiş yaptım. Tahmininizin aksine Mykonos'a gitmedim:) Uğrak yerim Rodos ve Kos adalarıydı. Sanırım Rodos Adası, Kos'a oranla daha çok ilgimi çekti. Burada bir çok hediyelik eşya bulmak mümkün. Özellikle Yunanlar zeytinyağlarına çok güveniyorlar. Şunu da belirtmeliyim ki gerçekten çok lezzetli bir mutfağa sahipler. Özellikle balık severler için güzel bir deneyim olacaktır Yunanistan. Örneğin, bir restoranda kalamar ve ahtapotun tadına bakmıştım ve kesinlikle farklı bir pişirme tarzları var. Eğer yolunuz düşerse tecrübe etmenizi isterim. Bir diğer lezzet de meyveli yoğurt. Burada adım başı meyveli yoğurt satan dükkanlara rastlamak mümkün. Daha tatlı tercih edenler için üzerine bal dökmek de seçenekler arasında. Gitmişken kesinlikle tadına bakmanızı öneririm. 





Kos adasında araba kiralamamanın pişmanlığını yaşadığımız için bir sonraki adresimiz yani Rodos'ta ilk işimiz araba kiralamak oldu. İlginç olansa arabayla işiniz bittiğinde tekrar aracı kiraladığınız yere götürmenize gerek kalmıyor. Aracı nereye bırakacağımızı sorduğumuzda görevli limanın orada herhangi bir yere bırakabileceğimizi anahtarı da paspasın altına atmamızı söyledi ve ardından ekledi "Burası güvenli bir yer. Burada kimse aracınızı çalmaya yeltenmez." Biraz şaşkınlığın ardından kale surlarından giriş yaptık. Gezebileceğiniz tüm mekanlar kalenin içerisinde yer alıyor. 



Ayrıca burada bir çok sahile de rastlamak mümkün. Denizinin de çok güzel olduğunu söylemeliyim. 


Ve son olarak şunu da eklemeliyim orada konuştuğum Yunanlılar inanılmaz dost canlısıydı. Türkiye'den geldiğimizi öğrenince muhakkak birkaç Türkçe kelime söyleyerek muhabbete başlıyorlardı. En çok da İstanbul'u anlat anlat bitiremiyorlardı. Ön yargılı olmamak gerektiğine inanıyorum. Eğer yaz tatili yapmaksa amacınız tabiki de yaz sezonunu tercih etmelisiniz. Fakat daha kültürel bir gezi amaçladıysanız bahar aylarında gitmeniz çok daha doğru olur. Her yaz aynı yerlere gitmekten sıkılmış turistler için iyi bir seçenek gibi gözüküyor Yunan Adaları.

~Dila~

Biker Boots

Biliyoruz ki son dönemlerde biker bot çok popüler. Tahminim o ki bu moda hollywood ünlüleriyle birlikte başladı. Ben lazy yani salaş tarz giyimi çok seviyorum. Çok özenmemiş, doğal güzel izlenimi yarattığına inanıyorum. Özellikle Avrupa'da sokakta ellerinde starbucks kahveleri ile biker botlu birçok bayana rastlamak mümkün. Rahatlık ve şıklık ön planda. Beğendiğim birkaç örneği sizle paylaşmak istiyorum.


Hello everyone,

We all know, lastly, biker boots are very popular. And I think this trend is explored within the stars from Hollywood. I like lazy clothes very much. This style shows natural beauty. Especially in Europe, you can see a lot of women that has this style and wear biker boots with a cup of coffee in their hands. This brings both chicness and comfortableness. Here are the some examples of this style that I like very much.







"Sonhe com o que você quiser. Vá para onde você queira ir. Seja o que você quer ser, porque você possui apenas uma vida e nela só temos uma chance de fazer aquilo que queremos. Tenha felicidade bastante para fazê-la doce. Dificuldades para fazê-la forte. Tristeza para fazê-la humana. E esperança suficiente para fazê-la feliz." Clarice Lispector
#streetstyle [Kate Bosworth]

28 Ekim 2014 Salı

27 Ekim 2014 Pazartesi

BRÜKSEL / OH MY BRUSSEL!

Gezelim görelim postlarımızın bir yenisi daha.. Bu sefer eşsiz bir mimariye sahip olan Brükselden bahsedeceğiz. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri bence. Meydanları, cıvıl cıvıl cafeleri, pazarları ve en önemlisi çikolataları.. Sadece 2 gün geçirdiğim bu şehre aşık oldum diyebilirim.

Hello chicas, :)
Here is the new travel post. This time, we will talk about the Brussel which has the magnificent architecture. I think Brussel is the one of the most beautiful cities in the world. It has amazing squares, pretty cafes, bazaars and -the important one- chocolates.. I spent just 2 days in this city, but I can definitely say that I was in love with Brussel.


İlk önce şehrin sokaklarından bir kareyle başlamak istiyorum. Grand Place adındaki büyük meydana açılan bu sokaklarda sağlı sollu hediyelik eşya dükkanlarına ve minik çikolatacılara rastlıyorsunuz. Hepsinden tatmak istesem de çoğuna sadece bakmakla yetindim.

First of all, I would like to mention about the streets of this city. The streets take you to the big square which is called ' Grand Place '. In these streets, you can find a lot of souvenir and chocolate shops.


  



Ve işte Brüksel'i Brüksel yapan o güzel meydan Grand Place. Bu meydanda tarih ve modernlik iç içe. Eski kraliyet binası, saraylar, kiliseler, restoranlar ve çikolatacılar var. O kadar temiz, o kadar güzel ki hayran kalmamak elde değil.

And here is the famous square 'Grand Place'. In this square, you can see the history in the harmony of modernicty. This square is so clean and beautiful. 




Çikolatalar çikolatalar.. Baktım olacak gibi değil, girdim çikolatacılardan birine. Hayır tadları güzel olduğu gibi bir de sanatsallık var bu çikolatalarda. Boşuna dememişler Brüksel çikolatası bir başkadır diye. Ağladım resmen. Tabi gitmişken hediye almamak olmazdı, bende nasibime düşeni aldım ve şehri gezmeye devam ettim.
Chocolates and chocolates.. I couldn't believe that they were both delicious and artistic. I bought a pair of chocolates as a gift for my parents and I moved on for this beautiful city.




Meydandan ara sokaklara girdiğinizde bir çok ünlü olmayan ama tasarım mağazaya rastlıyorsunuz. Benim de dikkatimi ilginç soyunma kabinlerine sahip bu mağaza çekti. Hele bir kabinin üzerinde yazan yazı sanırım hayat felsefemiz olmalı. :) Bir de şu minik clutch çanta. Gözüm kaldı ama almadım. Hala rüyalarıma girer kendileri. :)

And the shops, which are not famous but cool .. This shop has interesting changing rooms . The quote which is written on one of these cabins is very meaningful. The other beautiful thing was this little pink clutch. I didn't buy it but I still see it on my dreams. :)


Brüksel'in simgelerinden biri işeyen çocuk heykeliymiş. Bu heykeli o kadar çok aradık ki size anlatamam. Görünce hayal kırıklığına uğradım açıkcası çünkü beklediğimden çok daha küçüktü. Ama rivayete göre, Brüksel'e gidip bu heykeli bir kez görürseniz, mutlaka o şehre tekrar uğrayacaksınız. Hadi bakalım bir sonraki ziyaretim ne zaman olacak ben de merakla bekliyorum. :)

This is the symbol of the Brussel - Mannekan Pis. It was a very little sculpture that makes let me down but it has a beautiful meaning. Rumour has it that, if you see this sculpture once in Brussel, you will definitely come here again and I am looking forward to go there again.:)





Ve Brüksel'in gecesi. Gidip herhangi bir pub veya cafede oturmak yerine içeceklerimizi alıp bu güzel meydanda soluklandık. Size de en kısa sürede bu güzel şehre gelmenizi öneriyorum. :)

The nights and lights of the city. It was totally beautiful and I strongly suggest you to go to Bruseel and see this beauty.
~ Melike ~

5 çayı:)

Her ne kadar Avrupa ülkelerinde kahve daha çok tercih edilse de bilen bilir çayın eşlik ettiği sohbetler bir başka olur. O koyu, bol dedikodulu sohbetlerin baş kahramanıdır çay. Sizleri bilmem ama ben en çok o aromasız, saf siyah çayı seviyorum. Örneğin çayın olmadığı bir sabah kahvaltısı düşünemiyorum. Tabi Avrupa insanı kahvaltı kültürünü pek benimseyemediği için onları da hoş görüyorum:) Ama bir tercih yapmam gerekse şöyle ince belli bardakta tavşan kanı bir çay eşliğinde sımsıcak dost sohbetini tercih ederim sanırım:) 


~Dila~

Biraz kahve molası:)

Ve en sevdiğim anlardan biri:) Melike' nin tavsiyesi üzerine okumaya başladığım bu kitap sürükleyici bir dile sahip. Şimdiden tavsiye edilecekler arasına giriyor. Yanında da yağsız sütlü, şekersiz kahvemi yudumlamak bu anı daha da anlamlı kılıyor benim adıma:)




*STİLETTO kadını kendi ayakları üstünde durur. 
Her daim şık, bakımlı ve seksidir.
 Kız kıza sohbetlere bayılır. 
Ve hayatının aşkını bir gün bulacağına tüm kalbiyle inanır.


~Dila~

Romeo & Julietta

Merhabalar, bugünkü postumuz efsanevi bir aşkla ilgili:) Romeo ve Juliet'in aşkını bilmeyenimiz yoktur sanırım. İtalya'nın Verona şehri de bu aşkı kullanmayı iyi biliyor. Verona'ya uğradığınızda Romeo'nun Juliet'e serenat yaptığı iddia edilen o meşhur avlunun methini duyacaksınız. Burası da uğradığıma hiç pişman olmadığım mekanlar arasında. Avluya girmeden önce koridoru andıran bir yerden geçmeniz gerekiyor. Çift taraflı olarak bu koridorun duvarları dünyanın her yerinden gelen turistlerin aşk dilekleriyle dolu. Yeni bir aşk dileyenler ya da aşkını haykırmak isteyenler küçük bir kağıda dileklerini yazarak bu duvarlara yapıştırıyorlar.


Avluya çıktığınızda karşınızda bir heykel göreceksiniz. Eğer bu heykelin sağ göğsünü tutup
dilek tutarsanız dileğinizin gerçekleşeceğine inanılıyor. Birçok turist dilek dilemek için bu heykelin başında sıraya giriyor. Ayrıca girişte sol tarafta Romeo Juliet mağazasını göreceksiniz. İçeride Romeo & Juliet baskılı bir çok hediyelik eşya bulmak mümkün. 


Biz de son olarak kalemimizi, kağıdımızı alarak dileğimizi diledikten sonra bu masalsı, aşk kokulu mekandan ayrılıyoruz:)

                                                          ~Dila~

25 Ekim 2014 Cumartesi

LOVE OF SWEATSHIRT

Merhabalar,
Bugünkü postum sweatshirt kombinimle ilgili. Dila ve ben 1991 yılı doğumluyuz, bu yüzden ben bu swatshirt'ümü çok ama çok seviyorum. Genel olarak zaten sweatshirtler çok rahat olduklarından, en çok tercih edilenler arasında. Siyah bir pantolon ve beyaz gömlekle kombinlediğimde hem şık hem rahat bir sonuca ulaşmam kaçınılmaz oldu.:)

Hello,
Today's post is about my lovely sweatshirt. Since we were both born in 1991, I love this shirt very much and I wear it very often. Basically, sweatshirts are very comfortable, that's why most of people like to wear them.When I combine this beautiful sweatshirt with a black jean, I feel I am both chic and comfy.


Üstümdeki sweatshirt Pull&Bear'dan, fiyatı ise 59,90TL idi. Daha başka seçenekleri de var ve her sezon bir iki tane böyle fıstık parçalar oluyor.:) Bakalım bu sezon bizi neler bekleyecek:) Hepsini burada paylaşmaya devam edeceğiz, takipte kalın. :)

This shirt is from Pull&Bear. For more options, please follow us. :)

~Melike~